Yasin Suresi Mekke döneminde inmiş 83 ayetten oluşmuştur. Yasin Suresinin adı ilk ayetinden gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’in kalbi olarak belirtilmektedir. Yasin suresinin Arapça okunuşu ve hemen altında Türkçe anlamını bu başlık altında bulabilirsiniz.
Bismillâhirrahmânirrahîm
Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
Yasin Suresi 1. Ayet
1 – Yâsîn.
Yâ Sîn.
Yasin Suresi 2-5 Ayet
2 – Vel Kur’ân-il hakîm.
(Ey Muhammed!) Hikmet dolu Kur’an’a andolsun ki,
3 – İnneke leminel mürselîn.
Sen elbette (peygamber) gönderilenlerdensin.
4 – Alâ sırâtın müstakîm.
Dosdoğru bir yol üzeresin.
5 – Tenzîlel azîzirrahîm.
Kur’an, mutlak güç sahibi, çok merhametli Allah tarafından indirilmiştir.
Yasin Suresi 6. Ayet
6 – Litünzira kavmen mâ ünzire âbâühüm fehüm ğâfilûn.
Ataları uyarılmamış, bu yüzden de gaflet içinde olan bir kavmi uyarman için indirilmiştir.
Yasin Suresi 7. Ayet
7 – Lekad hakkalkavlü alâ ekserihim fehüm lâ yü’minûn.
Andolsun, onların çoğu üzerine o söz (azap) hak olmuştur. Artık onlar iman etmezler.
Yasin Suresi 8-10 Ayet
8 – İnnâ cealnâ fî a’nâkihim aglâlen fehiye ilel ezkâni fehüm mukmehûn.
Onların boyunlarına demir halkalar geçirdik, o halkalar çenelerine dayanmıştır. Bu sebeple kafaları yukarıya kalkık durumdadır.
9 – Ve cealnâ min beyni eydîhim sedden ve min h’elfihim sedden feağşeynâhüm fehüm lâ yübsirûn
Biz, onların önlerine bir set, arkalarına da bir set çekip gözlerini perdeledik. Artık görmezler.
10 – Ve sevâün aleyhim eenzertehüm em lem tünzirhüm lâ yü’minûn
Onları uyarsan da, uyarmasan da onlar için birdir, inanmazlar.
Yasin Suresi 11. Ayet
11 – İnnemâ tünzirü menittebezzikra ve haşiyerrahmâne bilğaybi febeşşirhü bimağfiretiv ve ecrin kerîm
Sen ancak Zikr’e (Kur’an’a) uyanı ve görmediği hâlde Rahmân’dan korkan kimseyi uyarırsın. İşte onu bir bağışlanma ve güzel bir mükâfatla müjdele.
Yasin Suresi 12. Ayet
12 – İnnâ nahnü nuhyil mevtâ ve nektübü mâ kaddemû ve âsârehüm ve külle şey’in ahsaynâhü fî imâmin mübîn
Şüphesiz biz, ölüleri mutlaka diriltiriz. Onların yaptıklarını ve bıraktıkları eserlerini yazarız. Biz, her şeyi apaçık bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da) bir bir kaydetmişizdir.
Yasin Suresi 13-32 Ayet
13 – Vadrib lehüm meselen ashâbel karyeh. İz câehel mürselûn
(Ey Muhammed!) Onlara, o memleket halkını örnek ver. Hani oraya elçiler gelmişti.
14 – İz erselnâ ileyhi müsneyni fekezzebûhümâ fe azzeznâ bisâlisin fekâIû innâ ileyküm mürselûn
Hani biz onlara iki elçi göndermiştik de onları yalancı saymışlardı. Biz de onlara üçüncü bir elçi ile destek vermiştik. Onlar, “Şüphesiz biz size gönderilmiş elçileriz” dediler.
15 – Kâlû mâ entüm illâ beşerün mislünâ vemâ enzelerrahmânü min şey’in in entüm illâ tekzibûn
Onlar şöyle dediler: “Siz de ancak bizim gibi insansınız. Rahmân, hiçbir şey indirmemiştir. Siz sadece yalan söylüyorsunuz.”
16 – Kâlû rabbünâ ya’lemü innâ ileyküm lemürselûn
(Elçiler ise) şöyle dediler: “Bizim gerçekten size gönderilmiş elçiler olduğumuzu Rabbimiz biliyor.”
17 – Vemâ aleynâ illel belâgul mübîn
“Bize düşen ancak apaçık bir tebliğdir.”
18 – Kâlû innâ tetayyernâ biküm lein lem tentehû le nercümenneküm vele yemessenneküm minnâ azâbün eIîm
Dediler ki: “Şüphesiz biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer vazgeçmezseniz, sizi mutlaka taşlarız ve bizim tarafımızdan size elem dolu bir azap dokunur.”
19 – KâIû tâirüküm meaküm ein zûkkirtum bel entüm kavmün müsrifûn
Elçiler de, “Uğursuzluğunuz kendinizdendir. Size öğüt verildiği için mi (uğursuzluğa uğruyorsunuz?). Hayır, siz aşırı giden bir kavimsiniz” dediler.
20 – Vecâe min aksalmedineti racülün yes’â kâle yâ kavmittebiul mürselîn
Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi ve şöyle dedi: “Ey kavmim! Bu elçilere uyun.”
21 – İttebiû men lâ yeselüküm ecran ve hüm muhtedûn
“Sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun, onlar hidayete erdirilmiş kimselerdir.”
22 – Vemâ liye lâ a’büdüllezî fetarenî ve ileyhi türceûn
“Hem ben, ne diye beni yaratana kulluk etmeyeyim. Oysa siz de yalnızca O’na döndürüleceksiniz.”
23 – Eettehizü min dûnihî âliheten in yüridnirrahmânü bi-durrin lâ tuğni annî şefâatühüm şey’en velâ yünkizûn
“O’nu bırakıp da başka ilâhlar mı edineyim? Eğer Rahmân bana bir zarar vermek istese, onların şefaati bana hiçbir fayda sağlamaz ve beni kurtaramazlar.”
24 – İnnî izen lefî dalâlin mübîn
“O taktirde ben mutlaka açık bir sapıklık içinde olurum.”
25 – İnnî âmentü birabbiküm fesmeûn
“Şüphesiz ben sizin Rabbinize inandım. Gelin, beni dinleyin!”
26 – Kîledhulil cenneh, kâle yâleyte kavmî yâ’lemûn
(Kavmi onu öldürdüğünde kendisine) Cennete gir” denilince. “Keşke, dedi, kavmim bilseydi!”
27 – Bimâ gaferelî rabbî ve cealenî minel mükremîn
Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikram edilenlerden kıldığını.
28 – Vemâ enzelnâ alâ kavmihî min badihî min cündin minessemâi vemâ künnâ münziIîn
Kendisinden sonra kavmi üzerine (onları cezalandırmak için) gökten hiçbir ordu indirmedik. İndirecek de değildik.
29 – İn kânet illâ sayhaten vâhideten feizâhüm hâmidûn
Sadece korkunç bir ses oldu. Bir anda sönüp gittiler.
30 – Yâ hasreten alel ibâdi mâ ye’tîhim min resûlin illâ kânûbihî yestehziûn
Yazık o kullara! Kendilerine bir peygamber gelmezdi ki, onunla alay ediyor olmasınlar.
31 – Elem yerev kem ehleknâ kabIehüm minel kurûni ennehüm ileyhim lâ yerciûn
Kendilerinden önce nice nesilleri helâk ettiğimizi; onların artık kendilerine dönmeyeceklerini görmediler mi?
32 – Ve in küllün lemmâ cemî’un ledeynâ muhdarûn
Onların hepsi de mutlaka toplanıp (hesap için) huzurumuza çıkarılacaklardır.
Yasin Suresi 33-36 Ayet
33 – Ve âyetün lehümül ardul meytetü ahyeynâhâ ve ahrecnâ minhâ habben fe minhü ye’külûn
Ölü toprak onlar için bir delildir. Biz, onu diriltir ve ondan taneler çıkarırız da onlardan yerler.
34 – Ve cealnâ fîhâ cennâtin min nahîliv ve a’nâb ve feccernâ fîha minel uyûn
Orada nice hurma bahçeleri ve üzüm bağları meydana getirdik, içinden sular fışkırttık;
35 – Liye’külû min semerihî vemâ amiIethü eydîhim efelâ yeşkürûn
Onun ürünlerinden ve kendi elleriyle ürettiklerinden yesinler diye. Hâlâ şükretmeyecekler mi?
36 – Sübhânellezî halekal ezvâce küllehâ mimmâ tünbitül ardu ve min enfüsihim ve mimmâ Iâ ya’lemûn
Yerin bitirdiği şeylerden, insanların kendilerinden ve (daha) bilemedikleri (nice) şeylerden, bütün çiftleri yaratanın şanı yücedir.
Yasin Suresi 37. Ayet
37 – Ve âyetün lehümülleyü neslehu minhünnehâre fe izâhüm muzlimûn
Gece de onlar için bir delildir. Gündüzü ondan çıkarırız, bir de bakarsın karanlık içinde kalmışlardır.
Yasin Suresi 38-40 Ayet
38 – Veşşemsü tecrî limüstekarrin lehâ zâlike takdîrul azîzil alîm
Güneş de kendi yörüngesinde akıp gitmektedir. Bu, mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen Allah’ın takdiri (düzenlemesi)dir.
39 – Velkamere kaddernâhü menâzile hattâ âdekel urcûnil kadîm
Ayın dolaşımı için de konak yerleri (evreler) belirledik. Nihayet o, eğrilmiş kuru hurma dalı gibi olur.
40 – Leşşemsû yenbegî lehâ en tüdrikel kamere velelleylü sâbikunnehâr ve küllün fî felekin yesbehûn
Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.
Yasin Suresi 41-44 Ayet
41 – Ve âyetül lehüm ennâ hamelnâ zürriyyetehüm fil füIkil meşhûn
Onların soylarını dolu gemide taşımamız da onlar için bir delildir.
42 – Ve halâknâ lehüm min mislihî mâ yarkebûn
Biz, onlar için o gemi gibi binecekleri nice şeyler yarattık.
43 – Ve in neşe’ nugrıkhüm felâ sarîha lehüm velâhüm yünkazûn
Biz istesek onları suda boğarız da kendileri için ne imdat çağrısı yapan olur, ne de kurtarılırlar.
44 – İllâ rahmeten minnâ ve metâan ilâ hîn
Ancak tarafımızdan bir rahmet olarak ve bir süreye kadar daha yaşasınlar diye kurtarılırlar.
Yasin Suresi 45. Ayet
45 – Ve izâ kîle lehümüttekû mâ beyne eydîküm vemâ halfeküm lealleküm türhamûn
Onlara, “Önünüzde ve arkanızda olan şeylerden (dünya ve ahirette göreceğiniz azaplardan) sakının ki size merhamet edilsin” denildiğinde yüz çevirirler.
Yasin Suresi 46. Ayet
46 – Vemâ te’tîhim min âyetin min âyâti rabbihim illâ kânû anhâ mu’ridîn
Onlara Rablerinin âyetlerinden bir âyet gelmez ki ondan yüz çeviriyor olmasınlar.
Yasin Suresi 47. Ayet
47 – Ve izâ kîle lehüm enfikû mim mâ rezakakümüllâhü, kâlellezîne keferû, lillezîne âmenû enut’ımü menIev yeşâullâhü et’ameh, in entüm illâ fî dalâlin mübîn
Onlara, “Allah’ın sizi rızıklandırdığı şeylerden Allah yolunda harcayın” denildiği zaman, inkâr edenler iman edenlere, “Allah’ın, dilemiş olsa kendilerini doyurabileceği kimselere mi yedireceğiz? Siz ancak apaçık bir sapıklık içindesiniz” derler.
Yasin Suresi 48-50 Ayet
48 – Ve yekûlûne metâ hâzel va’dü in küntüm sâdikîn
“Eğer doğru söyleyenlerseniz, bu tehdit ne zaman gelecek?” diyorlar.
49 – Mâ yenzurûne illâ sayhaten vâhideten te’huzühüm vehüm yehissimûn
Onlar ancak, çekişip dururlarken kendilerini yakalayacak korkunç bir ses bekliyorlar.
50 – Felâ yestetîûne tavsıyeten velâ ilâ ehlihim yerciûn
Artık ne birbirlerine tavsiyede bulunabilirler, ne de ailelerine dönebilirler.
Yasin Suresi 51-54 Ayet
51 – Ve nüfiha fîssûri feizâhüm minel ecdâsi ilâ rabbihim yensilûn
Sûra üfürülür. Bir de bakarsın, kabirlerden çıkmış, Rablerine doğru akın akın gitmektedirler.
52 – Kâlû yâ veylenâ men beasena min merkadina hâzâ mâ veaderrahmânü ve sadekal mürselûn
Şöyle derler: “Vay başımıza gelene! Kim bizi diriltip mezarımızdan çıkardı? Bu, Rahman’ın vaad ettiği şeydir. Peygamberler doğru söylemişler.”
53 – İn kânet illâ sayhaten vâhideten feizâ hüm cemî’un ledeynâ muhdarûn
Sadece korkunç bir ses olur. Bir de bakarsın, hepsi birden toplanıp huzurumuza çıkarılmışlardır.
54 – Felyevme lâ tuzlemu nefsun şey’en velâ tuczevne illâ mâ kuntum ta’melûn(e)
O gün kimseye, hiç mi hiç zulmedilmez. Size ancak işlemekte olduğunuz şeylerin karşılığı verilir.
Yasin Suresi 55-58 Ayet
55 – İnne ashâbel cennetil yevme fîşüğulin fâkihûn
Şüphesiz cennetlikler o gün nimetlerle meşguldürler, zevk sürerler.
56 – Hüm ve ezvâcühüm fî zılâlin alel erâiki müttekiûn
Onlar ve eşleri gölgelerde koltuklara yaslanmaktadırlar.
57 – Lehüm fîhâ fâkihetün ve lehüm mâ yeddeûn
Onlar için orada meyveler vardır. Onlar için diledikleri her şey vardır.
58 – Selâmün kavlen min rabbin rahîm
Çok merhametli olan Rab’den bir söz olarak (kendilerine) “Selâm” (vardır).
Yasin Suresi 59. Ayet
59 – Vemtâzül yevme eyyühel mücrimûn
(Allah, şöyle der:) “Ey suçlular! Ayrılın bu gün!”
Yasin Suresi 60-67 Ayet
60 – Elem a’hed ileyküm yâ benî âdeme en lâ tâ’buduşşeytân innehû leküm adüvvün mübîn
“Ey Âdemoğulları! Ben, size, şeytana kulluk etmeyin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır.
61 – Ve enî’budûnî, hâzâ sırâtun müstekîm
Bana kulluk edin. İşte bu dosdoğru yoldur, diye emretmedim mi?”
62 – Ve lekad edalle minküm cibillen kesîran efelem tekûnû ta’kılûn
“Andolsun, o sizden pek çok nesli saptırmıştı. Hiç düşünmüyor muydunuz?”
63 – Hâzihî cehennemülletî küntüm tûadûn
“İşte bu, tehdit edildiğiniz cehennemdir.”
64 – lslevhel yevme bimâ küntüm tekfürûn
“İnkâr ettiğinizden dolayı bugün girin oraya!”
65 – Elyevme nahtimü aIâ efvâhihim ve tükellimünâ eydîhim ve teşhedü ercülühüm bimâ kânû yeksibûn
O gün biz onların ağızlarını mühürleriz. Elleri bize konuşur, ayakları da kazandıklarına şahitlik eder.
66 – Velev neşâü letamesnâ alâ a’yunihim festebekus sırâta fe ennâ yübsirûn
Eğer dileseydik, onların gözlerini büsbütün kör ederdik de (bu hâlde) yola koyulmak için didişirlerdi. Fakat nasıl görecekler ki?!
67 – Velev neşâü lemesahnâhüm alâ mekânetihim femestetâû mudıyyev velâ yerciûn
Yine eğer dileseydik, oldukları yerde başka yaratıklara dönüştürürdük de ne ileri gidebilirler, ne geri dönebilirlerdi.
Yasin Suresi 68. Ayet
68 – Ve men nüammirhü nünekkishü filhalkı, efelâ ya’kilûn
Kime uzun ömür verirsek, onu yaratılış itibariyle tersine çeviririz (gücünü azaltırız). Hâlâ düşünmeyecekler mi?
Yasin Suresi 69. Ayet
69 – Ve mâ allemnâhüşşi’ra vemâ yenbegî leh in hüve illâ zikrün ve kur’ânün mübîn
Biz, o Peygamber’e şiir öğretmedik. Bu, ona yaraşmaz da. O(na verdiğimiz) ancak bir öğüt ve apaçık bir Kur’an’dır.
Yasin Suresi 70. Ayet
70 – Liyünzira men kâne hayyen ve yehıkkal kavlü alel kâfirîn
(Aklen ve fikren) diri olanları uyarması ve kâfirler hakkındaki o sözün (azabın) gerçekleşmesi için Kur’an’ı indirdik.
Yasin Suresi 71-76 Ayet
71 – Evelem yerav ennâ halaknâ lehüm mimmâ amilet eydîna en âmen fehüm lehâ mâlikûn
Görmediler mi ki, biz onlar için, ellerimizin (kudretimizin) eseri olan hayvanlar yarattık da onlar bu hayvanlara sahip oluyorlar.
72 – Ve zellelnâhâ lehüm feminhâ rekûbühüm ve minhâ ye’külûn
Biz, o hayvanları kendilerine boyun eğdirdik. Onlardan bir kısmı binekleridir, bir kısmını da yerler.
73 – Ve lehüm fîhâ menâfiu ve meşâribü efelâ yeşkürûn
Onlar için bu hayvanlarda (daha pek çok) yararlar ve içecekler vardır. Hâlâ şükretmeyecekler mi?
74 – Vettehazû min dûnillâhi âliheten leallehüm yünsarûn
Belki kendilerine yardım edilir diye Allah’ı bırakıp da ilâhlar edindiler.
75 – Lâ yestetîûne nasrahüm ve hüm Iehüm cündün muhdarûn
Onlar, ilâhlar için (hizmete) hazır asker oldukları hâlde, ilâhlar onlara yardım edemezler.
76 – Felâ yahzünke kavlühüm. İnnâ na’lemü mâ yüsirrûne vemâ yu’linûn
(Ey Muhammed!) Artık onların sözü seni üzmesin. Çünkü biz, onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da biliyoruz.
Yasin Suresi 77-79 Ayet
77 – Evelem yeral insânü ennâ halaknâhü min nutfetin feizâ hüve hasîmün mübîn
İnsan, bizim, kendisini az bir sudan (meniden) yarattığımızı görmedi mi ki, kalkmış apaçık bir düşman kesilmiştir.
78 – Ve darebe lenâ meselen ve nesiye halkah kale men yuhyil izâme ve hiye ramîm
Bir de kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek getirdi. Dedi ki: “Çürümüşlerken kemikleri kim diriltecek?”
79 – Kul yuhyihellezî enşeehâ evvele merrah ve hüve bikülli halkın alîm
De ki: “Onları ilk defa var eden diriltecektir. O, her yaratılmışı hakkıyla bilendir.”
Yasin Suresi 80. Ayet
80 – Ellezî ceale leküm mineşşeceril ahdari nâren feizâ entüm minhü tûkidûn
O, sizin için yeşil ağaçtan ateş yaratandır. Şimdi siz ondan yakıp duruyorsunuz.
Yasin Suresi 81. Ayet
81 – Eveleysellezî halakassemâvati vel arda bikâdirin alâ ey yahlüka mislehüm, belâ ve hüvel hallâkul alîm
Gökleri ve yeri yaratan Allah’ın, onların benzerini yaratmaya gücü yetmez mi? Evet yeter. O, hakkıyla yaratandır, hakkıyla bilendir.
Yasin Suresi 82. Ayet
82 – İnnema emrühû izâ erâde şey’en en yekûle lehû kün, feyekûn
Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir.
Yasin Suresi 83. Ayet
83 – Fesübhanellezî biyedihî melekûtü külli şey’in ve ileyhi türceûn.
Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı yücedir! Siz yalnız O’na döndürüleceksiniz.